Sandra Ingerman.com

 

About Sandra Ingerman

Books & CDs

Transmutation News

Česky

Deutsch

English

Español

Français

Italiano

Japanese

Nederlands

Português

Pусский

Svenska

Turkish

Creating a Web of Light

Trainings & Announcements

The Shaman's Cave

Sandra's Articles

Abstract on Shamanism

Soul Retrieval

Soul Retrieval Training

Medicine for the Earth

Healing the Waters

Healing Toxic Thoughts

The Elements Can Guide Us

How to Work with Omens

Sandra's YouTube Videos

Interviews/Podcasts

Huffington Post Links

GDV Camera Results

Drum/Rattle Resources

Links/Contact Sandra

Dönüşüm Haberleri Kasım 2017                  Baslabilir sürümü indirin

Dönüşüm Haberlerinin son birkaç sayısında insanların nasıl ümitsizlik içinde olduklarını ve spiritüel çalışmalarını güçlükle sürdürdüklerini benimle paylaştıklarını yazıyordum. Ve şimdi bu mesajlar, beklediğim ve ümit ettğim biçimlerde değişmeye başladı.

İçsel dünyamızda ve dışımızda olanlarla gerçekten bir ölüm yaşıyoruz. Ve Elisabeth Kubler Ross’un harika biçimde özetlediği gibi hem ölüme hazırlanan hem de yas tutanlar için farklı evreler mevcut.  Elbette ki ölümcül bir hastalık teşhisi konmuş kişilerden bahsediyordu. Fakat bahsettiği evreler içinde bulunduğumuz egosal bilincin ölümü için de geçerli. Ross’un anlattığı evreler belirli bir sıra takip etmiyor ve kendisi bazı kişilerin bu evreleri deneyimlemediğini de itiraf ediyor. Fakat ölümün kıyısında olan ve derin bir yas içinde olan pek çok kişiyle çalışmış olduğum için bu evreleri dikkate değer buluyorum.

Önce inkar duyuluyor. Ve sonra insan gözlerimizden baktığımızda önümüzdeki yaşamın bulanık görünen değişimlerine duyulan öfke geliyor.   Büyük şamanlar baktıkları zaman, içinde yaşadığımız bu maddi dünyanın ötesine, umut ve şifanın daima var olduğu diğer boyutlara bakarlar  Kişiler, öfke halinden sonra mucizevi bir iyileşme için ilahi bir güçle pazarlık haline geçebilir.

Ölüm ve değişim konusundaki öfke, bir noktada kabullenmeye dönüşebilir. Bazı insanlar kabullenmenin pes etmek olduğunu düşünür. Fakat bu doğru değil. Çünkü kabullenme halinde bile birlikte güçlü biçimde durmak ve çalışmamıza devam etmek ve hayallaerimizden vazgeçmemek için etkili araçlara sahibiz. Aynı zamanda da, ölümün gerçekleşmekte olduğunu  kabul ettiğimiz zaman, gerçekleşen gerekli değişimlere de adapte olmayı da öğreniriz ki dengeye ulaşabilelim.

Ve insanların bana ilettikleri şey, deneyimlenen “ego ölümü” ve yaşamların yontulması ile insanlar  yolculukları, seremonileri ve şifa çalışmalarını daha derinden deneyimledikleri.   İçinde bulunduğumuz kriz aslında daha büyük içgörü ve rehberliğin bizi beklediği dünyaların arasındaki perdeyi açıyor. Ve şamanların binlerce yıldır yaptığı gibi algımızı değiştirmeyi ve bulunduğumuzun ötesindeki boyutlara bakmayı öğrendiğimizde olağan ve olağan dışı alemler arasındaki yol kısalıyor.  Ve bu diğer gerçeklik boyutlarına bakarak çok gereken o yeniden doğuş ve aydınlanmaya için gereken değişimlerde bize yardımcı olavak enerjileri de buraya aktarabiiriz. Bu aşamalar tüm ölüm ve parçalanma deneyimlerini takip eder.  


Amerika Birleşik Devletlerinde Kasım ayı Şükran Gününün kutlandığı aydır. Her yıl aynı mesajı yazarım. Şamanik kültürlerde her gün bir şükran günüydü. Güneş her gün selamlanırdı. Topluluğun her üyesi , tüm yaşamın büyümesi için gereken enerjiyi sağladığı için güneşi şükranla selamlardı.   Yaşam ve topluluğun iyileşmesi ve beslenmesi için yardımcı olan bitki ve ağaçlara ve diğerlerinin onları yiyerek hayatta kalması için kendilerini feda eden hayvanların çokluğuna her gün şükredilirdi. Böyle bir şükranın ve saygı eylemlerinin gücü sayesinde insanlarla toprak, hava, su ve güneş elementleri arasında akış ve denge oluşurdu.

Ve insanlar çevrelerindeki dünyada yolunda gitmeyen şeylere odaklanmak yerine büyük hayallerine ve vizyonlarına odaklanırdı. Her birimizin içinde yaşayan ilahi güçlerin çokluğuna şükran vardı

Her gün şükran günüydü ve bu basit ama sihirli uygulamayı günlük hayatımıza katarsan en güçlü düşlerimizi hayata geçirebiliriz.. Hayatta ne oluyorsa olsun, daima şükredecek hayatın kendisi var.

Dolunay 4 Kasım’da. Dolunay zamanı, bir yandan Yeryüzünün içi ve çevresinde güzel bir ışık ağı örmeye devam ederken kolektif enerjileri biraraya getirerek ışığımızı yaymak ve tüm yaşamla koşulsuz sevgiyi paylaşmak için güçlü bir zaman.  Hazırlık çalışmanızı yapmayı unutmayın ki ilahi ışığınıza gerçekten adım atın ve bu parçalanma ve yeniden doğuş zamanında ruhsal şifadan yararlanabilecek yerlere odaklanır  ve ışığımızla parlarken topluluğumuza katılabilin.

Dönüşüm Haberlerini okumaya yeni başladıysanız, dolunay seremonimizin detayları için lütfen ana sayfadan “İnsanlardan Oluşan Bir Işık Ağı Yaratmak” başlıklı yazıyı okuyun.


Ayın Esin Verici Öyküsü

Aşağıdaki öykü ve fotoğrafları paylaştığı için Anne’e teşekkürler! Sana sağlık diliyoruz!

Sol böbreğim ve üreterimin alınacağı ameliyat öncesinde kızkardeşim ve kocamla birlikte arka bahçemizdeydik. Yassı taş kaplı meditasyon yolunda Buda’nın yanında yavaşça yürüyordum. Aralık’ın ortasıydı ve teşhis aöaçlı iki ameliyat geçirmiştim. Kanser olduğumu ve durumun ciddi ve hayati tehlikesi olduğunu biliyordum.  Yürürken tüm sonuç beklentilerimi bir yana bırakarak Buda’ya, yardımcı ruhlara dua ettim.   Ben yürürken kardeşim bu fotoğrafı çekmiş. Kış güneşi güneyden geliyordu. Kanserin bulunduğu ve ameliyat edilecek bölgeyedoğrudan  vuran bu gökkuşağının oluşmasını açıklayabilecek maddi hiçbir şey yoktu. Tüm derin şifa Ruh’tan gelir – ona güven!



Copyright 2017 Sandra Ingerman. Tüm hakları saklıdır.

Çeviri: Simin Işık Uysal


Soul Retrieval, Medicine for the Earth, and Shamanism